Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

 8﴿ مَنْ شَهِدَ أَنْ لَا إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَجَبَتْ لَهُ الجَنَّةُ 

“Kim Allah’tan başka İlah olmadığına şahadet getirirse, Cen­net, o kimseye, vacip olur”[2]

Suyûtî (ö. 911/1505“el-Ezhâr”da bu hadisi şu yollardan getirmiştir:

1.    Muâz b. Cebel[3]                                                

2.    İtbân b. Mâlik[4]                                     

3.    Ebu Zerr[5]                                           

4.    Osman b. Affân[6]                                  

5.    Ubâde ibnu's-Sâmit[7]      

6.    Ebu Hureyre[8]                            

7.    Ebu Bekr es-Sıddîk[9]                              

8.       Ömer ibnu'l-Hattâb[10]                                                             

9.       Rifâa el-Cühenî[11]                             

10.      Seleme b. Nuaym el-Eşcaî[12]             

11.      Süheyl b. Beyzâ’[13]                           

12.      Şeddâd b. Evs[14]                                           

13.      Abdullah ibn Amr                             

14.      Ebu'd-Derdâ’[15]                                            

15.      Ebu Saîd el-Hudrî[16]                          

16.      Ebu Amre el-Ensârî[17]

17.      Ebu Musa el-Eş’arî[18]

18.      Enes[19]

19.      Bilâl[20]

20.      Cerîr b. Abdullah[21]

21.      Zeyd b. Erkam[22]

22.      Zeyd b. Hâlid[23]

23.      Sa’d b. Ubâde[24]

24.      Abdullah ibn Abbâs[25]

25.      Hureym b. Fâtik[26]

26.      Abdullah ibn Ömer[27]

27.      Ukbe b. Âmir[28]

28.      Umâre b. Ruveybe[29]

29.      İmrân b. Husayn[30]

30.      İyâz el-Ensârî[31]

31.      Nevvâs b. Sem’ân[32]

32.      Ebu Şeybe el-Hudrî[33]

33.      Abdurrahman b. Avf[34]

34.      Câbir b. Abdullah[35]

Toplam, 34 kişi.                                                                   

(Derim ki:) Bu konuda pek çok hadis vardır. Bu hadisler, çeşitli lafızlarla gelmiştir.

Bunların bir kısmında; (biraz önce de) geçtiği üzere ﴿ وَجَبَتْ لَهُ الجَنَّة ﴾ُ “Cennet, o kimseye vacip olur” ibaresi vardır.

Bir kısmında ise; ﴿ دَخَلَ الجَنََّة ﴾َ “Cennete girer” ibaresi vardır.

Bir kısmında ise; ﴿ حَرَّمَ اللهُ عَلَيْهِ النَّارَ ﴾ “Allah, o kimseye Cehennemi ha­ram kılar” ibaresi vardır. Buna benzer daha başka gelen ibareler daha vardır.

Bunlardan bazıları şunlardır:

1. Buhârî ile Müslim’in “Sahîh”lerinde İtbân b. Mâlik’ten rivayet ettikleri hadis şu şekildedir:

﴿ أَنَّ اللَّهَ قَدْ حَرَّمَ عَلَى النَّارِ مَنْ قَالَ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ يَبْتَغِي بِذَلِكَ وَجْهَ اللَّهِ ﴾

“Kim Allah’tan başka İlah yoktur (Lâ ilâhe illallâh) deyip de bununla Allah’ın rızasını elde etmek isterse, ‘Allah (o kimseye) Cehennemi haram kılar.’”[36]

2.  Yine Buhârî ile Müslim’in, Enes’ten rivayet ettikleri hadis ise şu şekil­dedir:

﴿ مَا مِنْ أَحَدٍ يَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ صِدْقًا مِنْ قَلْبِهِ إِلَّا حَرَّمَهُ اللَّهُ عَلَى النَّارِ ﴾

“Bir kimse Allah’tan başka İlah olmadığına ve Muhammed’in Al­lah’ın Resulü olduğunu kalbinden tasdik ederek şahadet ederse, ‘Allah o kimseye Cehennemi haram kılar’”[37]

 3. Yine Buhârî ile Müslim’in, Ubâde ibnu's-Sâmit’ten rivayet ettikleri hadis ise şu şekildedir:

﴿ مَنْ شَهِدَ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ النَّارَ ﴾

“Kim Allah’tan başka İlah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Re­sulü olduğunu kalbinden tasdik ederek şahadet ederse, ‘Allah o kimseye Cehennemi haram kılar’”[38] (Hadisin metni, Müslim’e aittir.)

4.  Yine Buhârî ile Müslim’in, Abdullah ibn Mes’ud’dan[39] rivayet ettik­leri hadis ise şu şekildedir:

﴿ مَنْ مَاتَ لَا يُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئًا دَخَلَ الْجَنَّةَ ﴾

“Kim Allah’a hiçbir şeyi şirk koşmadan ölürse, ‘Cennete girer’ ”[40]

5.  Buhârî’nin, Ebu Hureyre’den rivayet ettiği hadis ise şöyledir:

﴿ أَسْعَدُ النَّاسِ بِشَفَاعَتِي يَوْمَ الْقِيَامَةِ مَنْ قَالَ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ خَالِصًا مِنْ قَلْبِهِ أَوْ نَفْسِهِ ﴾

“Kıyamet günü şefaatıma insanların en layık olanı, samimi bir şe­kilde kalbinden -yada içinden- Allah’tan başka İlah yoktur (=Lâ ilâhe illallâh) sözünü söyleyen kimsedir”

6.  Bezzâr (ö. 292/904)’ın, sahih bir senedle, Hz. Ömer’den merfu’ ola­rak rivayet ettiği hadis ise şu şekildedir:

﴿ مَنْ شَهِدَ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ دَخَلَ الْجَنَّةَ ﴾

“Kim Allah’tan başka İlah olmadığına şahadet ederse, ‘Cennete gi­rer’”[41]

7. Bezzâr (ö. 292/904)’ın, ravileri sika bir senedle, Ebu Saîd el-Hudrî’den rivayet ettiği hadis ise şöyledir:

﴿ مَنْ قَالَ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ مُخْلِصًا دَخَلَ الْجَنَّةَ ﴾

“Kim samimi bir şekilde Allah’tan başka İlah olmadığını söylerse, ‘Cennete girer’”

Bu konu ile ilgili buna benzer daha bir çok hadis vardır.

a. Denildi ki: “Kim Allah’tan başka İlah olmadığını ve Muhammed’in Allah’ın resulü olduğunu söylediği takdirde Cennete gireceği ile ilgili bu du­rum, İslam’ın başlangıcında geçerli idi; çünkü İslam’ın başlangıcında davet, tevhidi, net bir şekilde söyleme şeklindeydi. Fakat farzlar, belirlenip had (ce­zaları)nın sınırları tespit edilince, bu hüküm, nesh edildi.”

Bu görüşü; Dahhâk (ö. 105/720), Zührî (ö. 124/741), Süfyân es-Sevrî (ö. 161/777) ve daha bir çokları ileri sürmüştür.

b. Denildi ki: “Bu şekilde Cennete girme meselesi, farzları yapmakla bir­likte Kelime-i Şahadeti getiriren ve büyük günahlarda kaçınan kimse içindir; çünkü bu, Kelime-i Şahadeti söylemeyi gerektiren hususlardandır.”

c. Yine denildi ki: “Bu şekilde Cennete girme meselesi, Kelime-i Şaha­deti gönülden Allah’a tevbe ederek söyleyen ve bu tevbesi üzerine ölen kimse içindir.”

d. Yine bununla kast edilen husus şudur denildi: (Bu sözü söyleyen kim­seye) Cehennem ateşinin haram kılınması ve Cehennem ateşinde yanıp gü­nahlardan arındıktan sonra veya mutlak şekilde baştan itibaren Allah’ın o kimseyi Cennete koymasıdır. Yine de doğruyu en iyi bilen Allah’tır.

(Münâvî) “Feyzu’l-Kadîr”de (Kelime-i Şahadeti söyleyen kimsenin Cennete girme ile ilgili ortak nokta meselesinde) derki:

﴿ مَنْ مَاتَ لَا يُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئًا دَخَلَ الْجَنَّة ﴾َ “Kim Allah’a hiçbir şeyi şirk koş­madan ölürse, Cennete girer” ile ilgili hadislerdeki ortak nokta, tevatür derecesine ulaşmıştır. Buradaki tevatür, lafzî değil de, manevî tevatürü ifade etmektedir. Bunu iyi düşün.”

* * *

[1]     “İman” kelimesi, sözlükte; doğrulamak, tasdijk etmek, bir şeye veya bir kimseye inanıp güven­mek anlamına gelmektedir. Terim olarak ise; Hz. Peygamber (s.a.v)’in, Allah tarafından getirdiği kesin olarak bilinen zarurat-ı diniye denilen İslami esasların, hükümlerin ve haberlerin doğru ve gerçek olduğuna tereddütsüz inanmaya denir.

[2]     “Lâ ilâhe illallah” ifadesi, Kelime-i Tevhidi belirtmektedir. Bazı rivayetlerde, sadece”Lâ ilâhe illallah” ifadesi geçerken, bazı rivayetlerde ise hem “Lâ ilâhe illallah”  ve hem de “Muhammedu’r-Resulullah” ifadesi geçmektedir. Bu rivayetlerdeki farklılıkların nedeni; Hz. Pey­gamber (s.a.v)’e sorulan sorudan ve değişik meselelerden kaynaklanmaktadır. Çünkü bu ifade­den birini diğerinden ayırmak, mümkün olmayacak bir şekildeki bir bütünü teşkil etmektedir. Bu iki ifade, kişiyi kurtuluşa götürecek ifadelerdir. Fakat şunu da unutmamak gerekir ki; bu çeşit hadisler, kişinin dünya hayatında terk ettiği ibadetler ve kul hakkıyla ilgili günahlar sebebiyle maruz kalınacak azabtan kurtulmaya garanti vermemektedir. Çünkü İslam akidesine göre; kal­binde az da olsa iman olan kimse cehennemde cezasını çektikten sonra cennete gidecektir. Bu çeşit müjdeli hadisler; ibadet görevini bırakmayı gerektirmez. Kulluk her an yapılması gerekli bir görevdir. 

[3]     Buhârî, Libas 101, Rikak 37, İsti’zan 30, Tevhid 1, Cihad 46; Müslim, İman 4950; Ebu Dâvud, Cenaiz 20 (3116); Tirmizî, İman (2643); İbn Mâce, Zühd 37 (4312)

[4]     Buhârî, Teheccüd 36; Müslim, Mesacid 47 

[5]     Buhârî, Rikak 13, Tevhid 33; Müslim, İman 153 (94), Zekat 9; Tirmizî, İman 18 (2646)

[6]     Müsned, 1/63

[7]     Buhârî, Enbiya 48; Müslim, İman 46 (28)

[8]     Buhârî, İlim 34, Rikak 50; Müslim, İman 10

[9]     Müsned, 1/5

[10]    Müsned, 1/16

[11]    Müsned, 4/345

[12]    Müsned, 4/16

[13]    Müsned, 4/260; Taberânî, el-Kebir (6348)

[14]    Müsned, 3/451; Taberânî, el-Kebir, (60336034); Heysemî, Mecmâu’z-Zevaid, 1/10

[15]    Müsned, 6/442

[16]    Buhârî, Tevhid 2436; Müslim, İman 147149185302; Ebu Dâvud, Salat 361 (1529); Tirmizî, İman (2598)

[17]    Müsned, 3/417

[18]    Müsned, 4/402; Taberânî, el-Kebir; Heysemî, Mecmâu’z-Zevaid, 1/16

[19]    Buhârî, İlim 49; Müslim, İman 48 (30)

[20]    Taberânî, el-Kebir

[21]    Taberânî

[22]    Taberânî

[23]    Taberânî

[24]    Taberânî

[25]    Taberânî

[26]    Taberânî; Bezzâr

[27]    Taberânî

[28]    Taberânî

[29]    Taberânî

[30]    Taberânî

[31]    Taberânî

[32]    Taberânî

[33]    Taberânî, el-Kebir, (790)

[34]    Bezzâr

[35]    Müslim, İman 40151 (93); Ebu Ya’lâ

[36]    Buhârî, Teheccüd 36; Müslim, Mesacid 47

[37]    Buhârî, İlim 49; Müslim, İman 48 (30)

[38]    Buhârî, Enbiya 48; Müslim, İman 46 (28)

[39]    Buhârî, Cenaiz 1; Müslim, İman 150 (92)

[40]    Buhârî, Rikak 50

[41]    Bezzâr, Müsned, 1/276 (174)


01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

 7﴿ مَنْ سُئِلَ عَنْ عِلْمٍ فَكَتَمَهُ أُلْجِمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِلِجَامٍ مِنَ النَّارِ 

“Kim (kendisine) bir bilgiden sorulup ta onu gizleyip söylemez-se kıyamet günü ateşten bir gem ile gemlenir.”[2]

Münzirî (ö. 656/1268“Terğîb”de bu hadisi şu yollardan getirmiştir:

1.    Ebu Hureyre.[3] Münzirî derki: "Hâkim en-Nîsâbûrî dedi ki: Bu hadis, Buhârî ile Müslim’in şartlarına göre sahihtir. Fakat bu hadisi (kitaplarında) rivayet etmemişlerdir.”

2.    Abdullah ibn Amr.[4] Münzirî  derki: "Hâkim dedi ki: Bu hadis, sahih­tir. Bu hadisin (sıhhatini bozacak) kapalı bir taraf yoktur.”

3.    Abdullah ibn Abbâs.[5] Münzirî derki: "Bu hadisin ravileri, hadisin sa­hih olması hususunda kendilerine ihtiyaç duyulan sika kimselerdir.”

4.    Ebu Saîd el-Hudrî.[6] Hafız Münzirî derki: Bu hadis﴿ مِمَّا يَنْفَعُ اللهُ بِه ﴾ِ “Allah’ın (insanlara) faydalı kılacağı” ibaresi hariç Ebu Saîd el-Hudrî’den başka içlerinde;

5.    Câbir b. Abdullah[7]

6.    Enes b. Mâlik[8]

7.    Abdullah ibn Ömer

8.    Abdullah ibn Mes’ud

9.    Amr b. Abese

10.   Ali b. Talk ve daha bir çoklarının da bulunduğu bir grup sahabeden ri­vayet edilmiştir.” (Münzirî’nin sözü burada bitmektedir.) 

(Sehâvî) “Mekâsıdu’l-Hasene”de derki: “﴿ مَنْ كَتَمَ عِلْمًا أُلْجِمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِلِجُومٍ مِنَ النَّار ﴾ِ “Kim (kendisine) bir bilgiden sorulup ta onu gizleyip söylemezse kıyamet günü ateşten bir gem ile gemlenir” hadisini; Ebu Davud, Tirmizî, İbn Mâce, İbn Hibbân ve Hâkim rivayet etmiştir.[9]

İbn Hibbân ve Hâkim, bu hadisin, Ebu Hureyre yolundan sahih oldu­ğunu söylemişlerdir.

Tirmizî’de derki: “Bu hadis, hasen-sahihtir.”

Derim ki: Bu hadisin pek çok geliş yolları vardır. İbnü’l-Cevzî, bu hadis­lerin çoğunu, “İlelü’l-Mütenâhiye”de getirmiştir.

Bu konuda Enes, Câbir, Talk b. Ali, Hz. Aişe, Abdullah ibn Abbâs, Ab­dullah ibn Ömer, Abdullah ibn Mes’ud ve Amr b. Abese’den gelmiştir.

Zeylaî’de, “Tahricu Al-i İmran”da, bu hadisleri getirmiştir.

(Hadisteki) korkutma, kitaplardan yararlanmak isteyenlerden kitaplarını saklayanları kapsamaktadır. Özellikle de bu, kitapların bir çok nüshaları ol­maması halinde en büyük yasaklama sebebidir. Kitaplara sahip olmak, kişiyi, bu kitaplardan yararlanmaya götürmeyebilir. Üstelik böyle bir şeyle sıkıntıya uğramak, çokça rastlanan bir durumdur.” (Sehâvî’nin sözü burada bitmekte­dir.)

Her ne kadar bu hadisi, şimdi, Mütevatir Hadisler içerisinde sayan kimse bulamadımsa bile, bu hadisin, mütevatir hadisler içerisinde sayılması, işte bu (kadar yoldan gelmesi)nden ötürüdür. Yine de doğruyu en iyi bilen Cenab-ı Allah’tır.


* * *

[1]     Hadis Usulü kurallarına göre; zayıf hadis, çeşitli yollarla güçlendirilir ve kendisiyle çelişen başka bir hadisin  olmaması durumunda zayıflığı ortadan kalkar. Hasen olan hadis de bu şekilde başka yollarla desteklendiği takdirde, sahih konumuna geçer.

[2]     Müslüman bir kişi, ilk önce kendisinden, sonra da ailesinden, yakın akrabalarından, çevresin­den, arkadaşlarından ve yaşadığı toplumdan Allah’a karşı sorumludur. Öğrendiği şeyleri hem yaşamak ve hem de çevresindeki insanlara anlatmak ve öğretmek zorundadır. Kendisine sorulan soruya, geçerli bir mazereti yoksa cevap vermek zorunda, bilmiyorsa araştırıp öğrenmesi gerek­mektedir. Bildiği hususları gizlemesi doğru olmaz. Gizlerse ağzına ateşten bir gemle kıyamet günü gemlenmek zorunda kalır.

[3]     Ebu Dâvud, İlim 9 (3658); Tirmizî, İlim 3 (2651); İbn Mâce, Mukaddime 24 (266); Hâkim, Müstedrek, 1/101; Müsned, 2/495; Hâkim, Müstedrek, 1/101

[4]     Hâkim, Müstedrek, 1/102; İbn Hibbân, Sahih

[5]     Müsned, 1/431; Taberânî, el-Kebir, es-Sağir

[6]     İbn Mâce, Mukaddime 24 (265)

[7]     İbn Mâce, Mukaddime 24 (263)

[8]     İbn Mâce, Mukaddime 24 (264)

[9]     Ebu Davud, İlim 9 (3658); Tirmizî, İlim 3 (2651); İbn Mâce, Mukaddime 24 (261266); Müsned: 2/495; Hâkim, Müstedrek, 1/101,102


01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget