Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

 32﴿ اَلَْمَسْح عَلَى الْخُفَّيْنِ 

“Mestler üzerine mesh etme” ile ilgili hadisler

Suyûtî (ö. 911/1505“el-Ezhâr”da bu hadisi şu yollardan getirmiştir:

1.      Muğîre b. Şu’be[154]     

2.      Hz. Ömer[155]                                      

3.      Hz. Ali[156]                                          

4.      Sa’d b. Ebi Vakkâs[157]                        

5.      Bilâl[158]                                                          

6.      Büreyde[159]                                        

7.      Cerîr el-Becelî[160]                               

8.      Huzeyfe[161]                                        

9.      Amr b. Ümeyye ed-Damrî[162]              

10.     Ubey b. İmâre[163]                              

11.     Evs b. Ebi Evs es-Sakafî[164]               

12.     Huzeyme b. Sâbit[165]                          

13.     Safvân b. Assâl[166]                            

14.     Câbir b. Abdullah[167]                          

15.     Ebu Bekre[168]                                    

16.     Enes[169]                                                        

17.     Sehl b. Sa’d es-Sâadî[170]                                

18.     Avf b. Mâlik el-Eşcaî[171]                                

19.     Hz. Aişe[172]                                       

20.     Meymûne[173]  

21.     Sevbân[174]                                         

22.     Ebu Eyyûb el-Ensârî[175]                                 

23.     Ebu Hureyre[176]

24.     Üsâme b. Zeyd[177]

25.     Üsâme b. Şerîk[178]

26.     Câbir b. Semure[179]

27.     Rabîa b. Ka’b el-Eslemî[180]

28.     Şerîd[181]

29.     Ubâde ibnu's-Sâmit[182]

30.     Abdullah b. Revaha[183]

31.     Abdullah ibn Abbâs[184]

32.     Abdullah ibn Ömer[185]

33.     Abdullah ibn Mes’ud[186]

34.     Abdurrahman ibn Hasene[187]

35.     İsme[188]

36.     Amr b. Hazm[189]

37.     Müslim[190] (Avsece’nin babası)

38.     Ma’kil b. Yesâr[191]

39.     Ya’lâ b. Mürre[192]

40.     Ebu Umâme el-Bâhilî[193]

41.     Ebu Berze el-Eslemî[194]

42.     Ebu Saîd el-Hudrî[195]

43.     Ebu Talha[196]

44.     Şebîb b. Gâlib[197]

45.     Zeyd b. Hureym[198]

46.     Dahhâk[199] (mürsel olarak)

Toplam, 46 kişi.

(Derim ki:) Hafız İbn Hacer (ö. 852(1447“Tahrîcu Ehâdisi’l-Hidâye”de bu hadisleri, bu sayı denginde nakletmiştir. Ayrıca Suyûtî (ö. 911/1505)’nin “el-Ezhâr”da nakletmediği (bazı) hdisleri(n ravilerini) de kay­detmiştir:

47.     Hz. Ebu Bekr es-Sıddîk[200]

48.     Selmân[201]

49.     Abdullah b. Müslim b. Yesâr’ın dedesi Yesâr

50.     Ümmü Es’ade el-Ensâriyye

51.     Hâlid b. Urfuta

52.     Abdurrahman b. Bilâl

53.     Amr b. Bilâl[202]

54.     Berâ’ b. Âzib[203]

55.     Mâlik b. Sa’d[204]

56.     Mâlik  ibn Rabîa es-Selûlî Ebu Meryem

57.     Ebu Zerr el-Gıfârî

Görüldüğü üzere, 46’ya, 11 daha isim eklemekle, bu hadisi rivayet eden ravilerin sayısı, 57’yi bulmuştur. Bu tarz, daha önce  ﴿ مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ  Kim söylemediğim bir sözü bana atfederse... Hadisi ile ilgili bahiste geçmişti.

Cennetle müjdelenen 10 kişinin, “Mestler üzerine mesh etme Hadisi” ni de rivayet edenler içerisinde bulundukları birazdan gelecektir. Yalnız bu ravilerin bir kısmının ismi, burada geçmemektedir.

58.      Hz. Osman

59.     Talha b. Ubeydullah

60.     Saîd b. Zeyd

61.     Zübeyr b. Avâm

62.     Abdurrahman b. Avf

63.     Ebu Ubeyde b. Cerrâh

Görüldüğü üzere 57’ye 6 tane daha isim eklemekle, bu hadisleri rivayet edenlerin sayısı, 63’ü bulmuştur.

Kemal ibnü’l-Hümâm (ö. 861/1456“Fethu’l-Kadîr” adlı eserinde bu hadisi rivayet ednlerin içerisinde, şunları da saymıştır:

64.      Ebu Musa el-Eş’arî

65.      Amr ibnu'l-Âs

66.      Abdullah b. Harîs b. Cüz’

Görüldüğü üzere 63’e 3 tane daha isim eklemekle, bu hadisleri rivayet edenlerin sayısı, 66’yı bulmuştur.

Bezzâr (ö. 292/904)’ın kaydettiğine göre; (bu konuda) Muğîre b. Şu’be’den gelen hadis, 60 kadar yoldan rivayet edilmiştir.

İbn Mende, bunlardan 45’inin ismini anmıştır.

İmam Ahmed (ö. 241/855), “Mestler üzerine mesh etme hadisi” husu­sunda, merfu’ ve mevkuf olarak 40 tane hadisin bulunduğunu söylemiştir.

İbn Ebi Hâtim (ö. 327/938)’de, bu konuda 41 tane hadisin bulundu­ğunu söylemiştir.

İbnAbdilberr (ö. 463/1071)’de, “İstizkâr”da, derki: “Mestler üzerine mesh etme” ile igili hadisi, Hz. Peygamber (s.a.v)’den, 40 kadar sahabe riva­yet etmiştir.

İbnü’l-Münzîr (ö. 309310318/921922930), Hasen el-Basrî’nin şöyle söylediğini nakletmiştir: “Resulullah (s.a.v)’in, ‘Mestler üzerine mesh ettiğini’, onun sahabilerinden 70 kişi bana haber vermiştir.”

Ebu’l-Kasım ibn Mende (ö. 470/1070), “Tezkîre” adlı eserinde, bu ha­disi, rivayet edenlerin isimlerini kaydettiğine göre; (bunların isimleri,) 80 sahabiye ulaşmıştır.

Tirmizî (ö. 279/892) bunlardan bir topluluğu, Beyhakî (458/1066)’de “Sünen” adlı eserinde (bunlardan) bir topluluğu, İbn Abdilberr (ö. 463/1071)’de (bunlardan) bir topluluğu ve Kemal ibnü’l-Hümâm (ö. 861/1456)’da “Fethu’l-Kadîr” adlı eserinde  (bunlardan) bir topluluğu an­mıştır.

Sehâvî (ö. 902/1496)’de “Fethu’l-Muğîs”de, bu hadisi nakleden saha­beden bazı hafız ravileri toplamış ve bunların sayıları, böylece 80 kişiyi geç­miştir.

Bir grup hadis hafızı, “Mestler üzerine mesh etme” ile igili hadislerin, mütevatir olduğunu belirtmiştir. Bunlardan birisi olan İbn Abdilberr (ö. 463/1071)’in ifadesine göre; “Mestler üzerine mesh etme” ile igili hadisi, Hz. Peygamber (s.a.v)’den, 40 kadar sahabe rivayet etmiştir.

İmam Ahmed (ö. 241/855)’de, bu hususu şöyle belirtir: “’Mestler üzerine mesh etme’ hususunda kalbimde oluşan şey, merfu’ ve mevkûf  olarak, Hz. Peygamber (s.a.v)’in sahabesinden 40 hadisin rivayet edilmiş olmasıdır.” (Sehâvî’nin sözü burada bitmektedir.)

(İbn Hacer’de) “Fethu’l-Bârî”de derki: “Bir grup hadis hafızı, ‘Mestler üzerine mesh etme’ (ile ilgili hadislerin) mütevatir olduğunu belirtmiştir. Bazı alimler de, bu hadisin ravilerini toplayıp (bunların sayısı,) 80 kişiyi geçmiştir. Bunların içerisinde, Cennetle müjdelenen 10 kişi de bulunmaktadır.

İbn Ebi Şeybe (ö. 235/849) ve daha bir çoğu da, Hasen el-Basrî’nin şöyle söylediğini nakletmiştir: “’Mestler üzerine mesh etme’  ile ilgili hadisi, sahabeden, 70 kişi bana haber vermiştir.” (İbn Hacerin sözü burada bitmek­tedir.)

Zürkânî(ö.1122/1710)’de “Şerhu’l-Muvatta’”da bunun bir benzerini söylemiştir.

(Münâvî’de) “Feyzu’l-Kadîr”de derki: “‘Mestler üzerine mesh etme’  ile ilgili hadisler, tevatüre ulaşmıştır. Hatta Kemal ibnü’l-Hümâm’da dedi ki: Ebu Hanîfe derki: ’Mestler üzerine mesh etme’  hakkında, bana, gündüzün ay­dınlığı gibi rivayetlerin gelmesi sebebiyle, mestler üzerine mesh etmenin caiz olduğuna hükmettim.’

Yine Ebu Hanîfe derki: ‘Mestler üzerine mesh etmeyi (uygun) görmeyen kimsenin, küfre düşmesinden korkarım; çünkü bu konuda gelen rivayetler, tevatür mesabesindedir.’ “ (Münâvî’nin sözü burada bitmektedir.)

Sa’d (ö. 792/1389)’da “Şerhu Akâidi’n-Nesefî”de derki: “Kerhî dedi ki: ‘‘Mestler üzerine mesh etmeyi (uygun) görmeyen kimsenin, küfre düşmesin­den korkarım; çünkü bu konuda gelen rivayetler, tevatür mesabesindedir.’ “ (Sa’d’ın sözü burada bitmektedir.)

Mâzerî (ö. 536/1141)’de “Mu’lim” de derki: “Mestler üzerine mesh yapmanın caiz olmasına gelmesine gelince, bunun delili, mesh konusunda nakledilen hadislerdir. Bazı tabiûn alimlerinin anlattığına göre; bu hadislerin, çok sayıya ulaşması, Ahad Haberler derecesinden yükselip anlam ve kavram bakımından mütevatire ulaştığını göstermektedir.”

Kadı İyâz (ö. 544/1149)’da, “İkmâl”da, mestler üzerine mesh etme ile ilgili hadisi nakletmiştir.

Mestler üzerine mesh etme ile ilgili hadisin, tevatüre ulaştığını gösteren nasslar, çoktur. Mâzerî ve Kadı İyâz’dan da aktardığımız gibi, bunun tevatür oluşu, lafzî değil de, manevî (mütevatir)dir.

Suyûtî (ö. 911/1505)’de “Şerhu’l-Elfiyyeti’l-Irâkî”de, mestler üzerine mesh etme ile ilgili hadisin, mütevatir olup olmadığını açıklamıştır. Tıpkı Suyûtî’nin, ﴿ مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ ﴾ Kim söylemediğim bir sözü bana atfederse…” hadisine dair bahiste bu hadisin, mütevatir olup olmadığı hususundaki açık­lamalarını anlatmamız gibi.

Bu konuda daha geniş bilgi için Suyûtî’nin bu kitabına başvurabilirsiniz.

(Şimdiye kadar) aktardığımız bu rivayetler, mestler üzerine mesh etme ile ilgili hadisin, tevatüre yakın ve -meşhur yada tevatüre benzer– meşhur olduğunu söyleyen kimsenin sözünü reddetmektedir.

Yine bu konuda daha geniş bilgi için İbnü’l-Hümâm (ö. 861/1457”Tahrîr” adlı eseri ile İbn Emîr el-Hacc (ö. 879/1475)’ın bu kitaba yaptığı şerhe[205] başvurabilirsiniz.

İbnü’l-Kassâr’da derki: “Mâlikî imamlarımız, mestler üzerine mesh et­meyi inkar etmeyi, fasıklık kabul etmişlerdir.”

İbn Habîb (ö. 347/958)’de derki: ”Mestler üzerine mesh etmeyi, ancak rezil ve rüsvay kimseler inkar ederler.”

Enes b. Mâlik’e, Ehli Sünnet ve’l-Cemaat’ın[206] ne olduğu soruldu. O da:

“Hz. Ebu Bekr ile Hz. Ömer’i sevmen, Hz. Ali Fatıma’nın oğulları Hasan ile Hüseyin’i karalamaman ve ‘mestler üzerine mesh etmendir’ diye cevap verdi.

Ebu Hanîfe (ö. 150/767)’ye de, Ehli Sünnet ve’l-Cemaat Mezhebinin ne olduğu soruldu. O da:

“Hz. Ebu Bekr ile Hz. Ömer’i üstün tutma, Hz. Osman ile Hz. Ali’yi sevme ve ‘mestler üzerine mesh etmeyi (uygun) görmedir” diye cevap verdi.

* * *

[154] Buhârî, Vüdu 354849, Salat 725, Cihad 90, Meğazi 80, Libas 1011; Müslim, Taharet 77798182 (274); Ebu Dâvud, Taharet 59 (149150151); Tirmizî, Taharet 72 (979899100); Nesâî, Taharet 879697100; İbn Mâce, Taharet 84 (545), 85 (550); İbn Mâce, Taharet 84 (545 Taharet 42

[155] Buhârî, Vüdu 51; Müsned, 1/354954

[156] Ebu Dâvud, Taharet 62 (162); Nesâî, Taharet 99100; Müsned, 1/100113118 

[157] Buhârî, Vüdu 51; Nesâî, Taharet 96; Müsned, 1/169

[158] Müslim, Taharet 84 (275); Ebu Dâvud, Taharet 59 (153); Tirmizî, Taharet 75 (101); Nesâî, Taharet 8696; İbn Mâce, Taharet 89 (561)

[159] Müslim, Taharet 86 (277); Ebu Dâvud, Taharet 66 (172); Tirmizî, Taharet 45 (61); Nesâî, Taha­ret 101; İbn Mâce, Taharet 84 (549); Müsned, 5/358

[160] Buhârî, Salat 25; Müslim, Taharet 73 (272); Tirmizî, Taharet 70 (93); Nesâî, Taharet 96; Ebu Dâvud, Taharet 59 (154); İbn Mâce, Taharet 84 (544); Müsned, 4/361364

[161] Müsned, 5/382

[162] Buhârî, Vüdu 51; Nesâî, Taharet 96; Müsned, 5/2884/179

[163] Ebu Dâvud, Taharet 60 (158); İbn Mâce, Taharet 87 (557)

[164] Ebu Dâvud, Taharet 62 (160)

[165] Ebu Dâvud, Taharet 560 (157); Tirmizî, Taharet 71 (95); İbn Mâce, Taharet 86 (554); Müsned, 5/213

[166] Tirmizî, Taharet 71 (96), Da’vat 102 (35293530); Nesâî, Taharet 98; İbn Mâce, Taharet 86 (554); Müsned, 4/240

[167] Tirmizî, Taharet 75 (102); İbn Mâce, Taharet 85 (551)

[168] İbn Hibban, Sahih, (184); İbn Huzeyme, Sahih

[169] İbn Mâce, Taharet 84 (548); Muvatta, Taharet 8

[170] İbn Mâce, Taharet 84 (547)

[171] Dârekutnî, Sünen, 1/193194; Taberânî, el-Evsat

[172] Müslim, Taharet 85 (276); Nesâî, Taharet 99; İbn Mâce, Taharet 86 (552); Müsned, 6/110

[173] Dârekutnî, Sünen, 1/193; Müsned, 6/333

[174] Ebu Dâvud, Taharet  (146); Müsned, 5/281

[175] Müsned, 5/421; Taberânî, el-Kebir

[176] Taberânî, el-Evsat

[177] Nesâî, Taharet 96; Taberânî, el-Kebir

[178] Taberânî,

[179] Taberânî,

[180] Taberânî, el-Kebir

[181] Taberânî, el-Kebir

[182] Taberânî, el-Kebir

[183] Taberânî, el-Kebir

[184] Müsned, 1/323366; Taberânî, el-Evsat

[185] İbn Mâce, Taharet 84 (546); Taberânî; Ebu Ya’lâ

[186] Taberânî, el-Kebir

[187] Taberânî, el-Kebir

[188] Taberânî, el-Kebir

[189] Taberânî, el-Kebir

[190] Taberânî, el-Kebir; Bezzâr

[191] Taberânî, el-Kebir

[192] Taberânî,

[193] Müsned, 5/257; Taberânî, el-Kebir

[194] Taberânî, el-Kebir; Bezzâr

[195] Taberânî, el-Evsat

[196] Taberânî, es-Sağir

[197] İbn Mende, Marifetu’s-Sahabe

[198] Ebu Nuaym,

[199] Sâid b. Mansur

[200] İbn Huzeyme, Sahih; İbn Hibbân

[201] İbn Mâce, Taharet 89 (563); Müsned, 5/439440

[202] İbn Mâce, Taharet 84 (546); Müsned, 1/186

[203] İbn Mâce, Taharet 89 (562)

[204] Taberânî, el-Evsat

[205] Bu kitabın adı, “et-Takrîr ve’t-Tahbîr” dir.

[206] Ehl-i Sünnet, genel olarak, Hz. Peygamber (s.a.v)’in sünnetine ve ashabının yoluna bağlı olan ve onların izlediği dini yol ve metodu benimseyen kimselere verilen isimdir. Bunlar, genellikle, Matıridiler, Eş’ariler ve Selefilerdir.

     Burada, özel olarak, Ehl-i Sünnetten bahsedilmektedir..


01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

 31﴿ غُسْل الرِّجْلَيْنِ 

“Abdest alırken ayakları yıkama” ile ilgili hadisler

Hz. Peygamber (s.a.v)’in abdest alış şeklini anlatanlar, (abdest alırken ayakları yıkanılacağı hususunda) anlaşma sağlamışlardır. Bunların isimleri, daha önce Hz. Peygamber (s.a.v)’in abdest alış şekli ile ilgili bahiste geçmişti. Ayrıca bunlara, şunlarda ilave edilebilir:

23.      Hz. Ömer[140] 

24.      Abdullah ibn Ömer[141]           

25.     Übey b. Ka’b[142]                                           

26.     Muâviye        [143]                                          

27.     Muâz b. Cebel[144]                              

28.     Ebu Râfi’[145]

29.     Câbir b. Abdullah[146]

30.     Temîm b. Gaziyye el-Ensârî[147]

31.     Ebu’d-Derdâ’[148]

32.     Ümmü Seleme[149]

33.     Ammâr b. Yasîr[150]

34.      Zeyd b. Sâbit

Kemal ibnü’l-Hümâm (ö. 861/1456“Tahrîr” adlı eserinde anlattığına göre; abdest alma sırasında ayakları yıkama ilgili hadisler, Hz. Peygamber (s.a.v)’den, mütevatir olarak gelmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v)’in abdest alış şeklini anlatanlar, (abdest alırken ayakları yıkanılacağı hususunda) anlaşma sağlamışlardır. Bunu anlatanların sayısı, 30’a ulaşmıştır.

  “Tahrîr”in şarihi[151] İbn Emîrü’l- Hâcc (ö. 879/1474)’da derki: “Aksine Hz. Peygamber (s.a.v)’in abdest alırken ayakları yıkadığı hususunu anlatanla­rın sayısı, 30’u geçmektedir.. Musannifin, bu meseleyi anlatanların 22 kişi olduğu ile ilgili söylediği söze uydum. Bunların bir kısmı, (Musannifin) “Fethü’l-Kadîr” adlı eserinde bulunmaktadır.”

Daha sonra İbn Emîr, bunların isimlerini belirtmiş ve bunların rivayet et­tikleri hadisleri tahric edenleri de kaydetmiştir.

(Devamla da) derki: “Bu hadisi rivayet eden 22 kişiye ek olarak, -yuka­rıda da geçtiği üzere- 12 kişi daha ilave edilmiştir.”

(Yine sözüne devamla) derki: “Böylece  bu hadisi rivayet edenlerin top­lam sayısı, 34’e ulaşmış olmaktadır. Araştırma yapan kimse, bu konuda daha fazla bilgiler bulabilir.” (İbn Emîrü’l- Hâcc’ın sözü burada bitmektedir.)

Bu konuda daha geniş bilgi için İbn Emîrü’l- Hâcc’ın, bu kitabının, üçüncü cüz’ünün baş taraflarına bakabilirsiniz.

Sehâvî (ö. 902/1496“Fethu’l-Muğîs” adlı eserinde abdest alırken ayakları yıkama ile ilgili Hz. Peygamber (s.a.v)’den rivayet olunan hadisleri naklettikten sonra Şeyh Ebu İshâk eş-Şîrâzî’nin şöyle söylediğini belirtir:

“Bu hadislerin, ‘ahad haberler’ olduğu söylenemez; çünkü rivayet olu­nan bu hadisler, bir araya getirildiğinde, ‘manevî tevatürü’ oluşturmaktadır.”

(Sehâvî sözüne devamla) derki: “Yine aynı şekilde bir çok kimse; Hz. Ali’nin kahramanlığı, Hâtem et-Tâî’nin cömertliği ve Deccâl’in gelişini anlatan haberler gibi, bunu da, ‘manevî tevatür’ içerisinde saymıştır.” (Sehâvî’nin sözü burada bitmektedir.)

(Şeyh Muhibbullah b. Abduşşekur’un) “Müsellemetu’s-Sübût” adlı ese­rinde geçtiği üzere; İbnü’l-Cevzî derki: “Mütevatir hadisler, pek çok olup epey bir yekuna ulaşmıştır.”

Daha sonra İbnü’l-Cevzî, bu mütevatir hadisler içerisinde, “Abdest alır­ken ayakları yıkama ile ilgili hadisi” de saymıştır.

(Buhârî şarihi Kastallânî’de) “İrşâdu’s-Sârî”de, ‘Kitabu’l-Vudû’ (=Abdest Bölümü’)nün ‘Bâbu Gusli’r-Ricleyn’ (=Ayakları Yıkama Bab’ın)da şöyle der:

“Hz. Peygamber (s.a.v)’in abdest alış şekli içerisinde, ayaklarını yıkadığı hususunda ondan gelen haberler, tevatürdür. Zaten ayakları yıkama, Allah’ın emridir.[152] Yine ayakları yıkamanın Allah’ın emri olduğu meselesi, İbn Huzeyme’den rivayet olunan Amr b. Abese hadisinde şöyle geçmektedir:

﴿ ثُمَّ يَغْسِلُ قَدَمَيْهِ كَمَا أَمَرَهُ اللّهُ تَعَالَى ﴾

“Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.v), Yüce Allah’ın emrettiği gibi, ayakla­rını yıkıyordu”

Hz. Peygamber (s.a.v)’in, ayaklarını mesh ettiğine dair Hz. Ali, Abdullah ibn Abbâs ile Enes’ten gelen rivayete gelince, Hz. Peygamber (s.a.v)’in, bun­dan geri döndüğü, yine bu sahabilerden gelmiştir.” (Kastallânî’nin sözü bu­rada bitmektedir.)

Zürkânî (ö. 1122/1710)’nin “Şerhu’l-Muvatta” adlı eserinin ‘Kitabu’t-Tahâret’ (=Temizlik Bölümü’n)de, bunun bir benzeri geçmektedir.  

Hafız İbn Hacer (ö. 852/1447)’in “Fethu’l-Bârî” adlı eserinde bu konun aslı aynen şöyle geçmektedir: “Hz. Peygamber (s.a.v)’in abdest alış şekli içeri­sinde, ayaklarını yıkadığı hususunda yine O’ndan gelen haberler, tevatürdür. Zaten ayakları yıkama meselesi, Allah’ın açık bir emridir; çünkü ayakları yı­kamanın Allah’ın emri olduğu meselesi, İbn Huzeyme ile bir çok kimsenin, ‘Abdest Almanın Fazilet’ (Fadlu’l-Vüdû’) bahsinde, uzunca bir şekilde Amr b. Abese’den rivayet ettiği hadis şu şekilde geçmektedir:

﴿ ثُمَّ يَغْسِلُ قَدَمَيْهِ كَمَا أَمَرَهُ اللّهُ ﴾

“Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.v), Yüce Allah’ın emrettiği gibi, ayakla­rını yıkıyordu”

Hz. Peygamber (s.a.v)’in, ayaklarını mesh ettiği meselesi, Hz. Ali, Ab­dullah ibn Abbâs ile Enes dışında hiçbir sahabeden gelmemiştir. Fakat Hz. Peygamber (s.a.v)’in, (sonradan) ayakları mesh etme meselesinden geri dön­düğü, yine bu sahabilerden gelmiştir.”

Abdurrahman ibn Ebi Leylâ’da dedi ki: ‘Resulullah (s.a.v)’in sahabileri, abdest alırken ayakların yıkanılacağı hususunda icma’ etmiştir.’ (Bu rivayeti, Saîd b. Mansûr rivayet etmiştir.)

Tahâvî ile İbn Hazm’da, abdest alırken ayakları mesh etmenin mensuh olduğunu iddia etmiştir.” (İbn Hacer’in sözü burada bitmektedir.)

“Tahkîku’l-Mübânî ve Kifayetü’t-Tâlibi’r-Rabbânî”de "Abdest Alırken Ayakları Yıkama" ile ilgili bahisde aynen şöyle denilir:

“Müfhim” adlı eserin sahibi Kurtubî (dedi ki:) “(Ayakların yıkanılması mı? Yoksa mesh edilmesi mi gerektiği hususunda şöyle) denilmesi gerekir: Yüce Allah’ın buyruğunda geçen[153] ﴿ وَأَرْجُلِكُمْ ﴾ “Ayaklarınız” kelimesinin bir önceki ﴿ بِرُؤُسِكُمْ ﴾ “Başlarınız” kelimesine atfedilerek cerli okunması,  ‘Ayaklarda mestlerin bulunması halinde ayakların mesh edilmesidir. Biz, bu kaydı, ‘Ayaklarda mestler bulunmaması halinde, Resulullah (s.a.v)’in, ayaklarını mesh ettiğinin sahih olmadığını’ yine O’nun eyleminden (öğrendi­ğimizden ötürü) koyduk. (Bu konuda) Resulullah (s.a.v)’den gelen rivayetler, ayakları yıkamanın, mütevatir olduğunu göstermektedir. Zaten Hz. Peygam­ber (s.a.v), bu konuda neyin üzerine mesh edileceği halini de belirtmiştir.”

* * *

[140] Nesâî, Taharet 109

[141] Taberânî

[142] Taberânî, el-Evsat

[143] Taberânî, el-Evsat

[144] Ebu Dâvud, Taharet 50 (125); Taberânî, el-Evsat

[145] Tirmizî, Taharet (54); Taberânî, el-Kebir; Tahâvî, Şerhu Meâni’l-Âsâr, 1/36

[146] Taberânî, el-Evsat

[147] Taberânî, el-Evsat; İbn Huzeyme, Sahih, (201)

[148] Taberânî, el-Kebir

[149] Taberânî

[150] İbn Mâce, Taharet 50 (429);

[151] İbn Emîrü’l- Hâcc, İbnü’l-Hümâm’ın, Fıkıh Usûlü ile ilgili “et-Tahrîr” adlı eserini, “et-Takrîr ve’t-Tahbîr” adıyla şerh etmiştir.

[152] B.k.z: Mâide: 5/6

[153] Mâide: 5/6


01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget