﴾109﴿ لَعَنَ اللّهُ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى اِتَّخَذُوا قُبُورَ أَنْبِيَائِهِمْ مَسَاجِدَ
“Allah, Yahudilere ve Hıristiyanlara lanet etsin; onlar, Peygam-berlerinin mezarlarını mescid edindiler”
Hafız İbn Hacer (ö. 852/1447) “Tahrîcu Ehâdisi’r-Râfiî”de derki: “Şu sahabilerden rivayet edilen bu hadisin sıhhatli oluşunda görüş birliğine varılmıştır:
1. Hz. Aişe
2. Abdullah ibn Abbâs
(İbn Hacer sözüne devamla) derki: Bu hadisi, Müslim ise şu yoldan rivayet etmiştir:
3. Cündub
﴿ سَمِعْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَبْلَ أَنْ يَمُوتَ بِخَمْسٍ وَهُوَ يَقُولُ:.... أَلَا وَإِنَّ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ كَانُوا يَتَّخِذُونَ قُبُورَ أَنْبِيَائِهِمْ وَصَالِحِيهِمْ مَسَاجِدَ أَلَا فَلَا تَتَّخِذُوا الْقُبُورَ مَسَاجِدَ إِنِّي أَنْهَاكُمْ عَنْ ذَلِكَ ﴾
“Peygamber (s.a.v)’in ölümünden beş gün önce şöyle buyurduğunu işittim: ‘Dikkat edin ki, sizden öncekiler, Peygamberleri ile Salih kimse-lerinin mezarlarını mescid edindiler. Sakın siz de mezarları mescidler edinmeyin; çünkü ben, bunu, size yasakladım’”
(İbn Hacer’in sözü burada bitmektedir.)
(İbn Hacer el-Heytemî) “Zevâcir”de derki: “Bu hadisi, İmam Ahmed şu yoldan rivayet etmiştir:
3. Üsâme
Bu hadisi; Buhâri, Müslim ve Nesâî, Hz. Aişe ile Abdullah ibn Abbâs’tan ve Müslim ise ayrıca şu yoldan (şu lafızla) rivayet etmiştir:
4. Ebu Hureyre
﴿ لَعَنَ اللّهُ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى اِتَّخَذُوا قُبُورَ أَنْبِيَائِهِمْ مَسَاجِدَ ﴾
“Allah, Yahudilere ve Hıristiyanlara lanet etsin; onlar, Peygam-berlerinin mezarlarını mescid edindiler” (İbn Hacer el-Heytemî’nin sözü burada bitmektedir.)
(Derim ki:) Yine bu hadis, Hz. Ali’nin oğlu Hasan’dan mürsel olarak da gelmiştir.
Bu hadisi ise, Saîd b. Mansûr (ö. 227/841) “Sünen”de rivayet etmiştir.
Kadı İsmail b. İshâk (ö. 282/895) ise “Kitabu fadli’s-salât alâ’n-Nebi (s.a.v)” de bu hadisin tamamını rivayet etmiştir. Bu konudaki hadisin lafzı, şu şekildedir:
﴿ لَعَنَ اللّهُ الْيَهُودَ اِتَّخَذُوا قُبُورَ أَنْبِيَائِهِمْ مَسَاجِدَ ﴾
“Allah, Yahudilere lanet etsin; onlar, Peygamberlerinin mezarlarını mescid edindiler”
(Suyûtî) “Câmiu’s-Sağîr”de ise bu hadisi şöyle rivayet etmiştir:
﴿ قَاتَلَ ( أَيْ لَعَنَ) اللّهُ الْيَهُودَ اِتَّخَذُوا قُبُورَ أَنْبِيَائِهِمْ مَسَاجِدَ ﴾
“Allah, Yahudilere lanet etsin; onlar, Peygamberlerinin mezarlarını mescid edindiler”
Bu hadisi; Buhâri, Müslim ve Ebu Dâvud, Ebu Hureyre yolundan rivayet etmiştir.” (Suyûtî’nin sözü burada bitmektedir.)
Abdurrezzâk (ö. 211/795) “Musannef”de ve İmam Mâlik (ö. 179/795) ise “Muvatta”da; Ömer b. Abdulazîz’in, bu hadis ile ilgili olarak şöyle söylediğini rivayet etmiştir:
﴿ آخِرِ مَا تَكَلَّمَ ﴾
“Bu, Resulullah (s.a.v)’in konuştuğu son sözdür”
İmam Mâlik (ö. 179/795)’in naklettiği lafız ise şu şekildedir:
﴿ يَقُولُ كَانَ مِنْ آخِرِ مَا تَكَلَّمَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ قَالَ قَاتَلَ اللَّهُ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى اتَّخَذُوا قُبُورَ أَنْبِيَائِهِمْ مَسَاجِدَ لَا يَبْقَيَنَّ دِينَانِ بِأَرْضِ الْعَرَبِ ﴾
“Resulullah (s.a.v)’in konuştuğu son sözden birisi de şudur: ‘Allah, Yahudilere ve Hıristiyanlara lanet etsin; onlar, Peygamberlerinin mezar-larını mescid edindiler. Arapların (Müslümanların) yaşadığı yerlerde bu iki din(in geçerliliği) kalmayacaktır”
Bu hadisi; İmam Mâlik (ö. 179/795), Zeyd b. Eslem yoluyla Atâ’ ibn Yesâr’dan ve Abdurrezzâk (ö. 211/795) ise “Musannef”de Ma’mer yoluyla Zeyd b. Eslem’den şöyle rivayet etmiştir:
﴿ أَنَّ رَسولَ اللّهِ صَلَّى اللّهُ عليهِ وسلَّمَ قَالَ: اللّهُمَّ لاَ تَجْعَلْ قَبْرِي وَثَناً يُعْبد اِشْتَدَّ غَضَبُ اللّهِ عَلَى قَوْمٍ اِتَّخَذُوا قُبُورَ أَنْبِيَائِهِمْ مَسَاجِدَ ﴾
“Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:’Ey Allahım! Kabrimi, tapınılan bir put(hane) haline getirme. Peygamberlerin mezarlarını mescid haline geti-ren topluluğa Allah’ın gazabı şiddetli olur’”
Bezzâr (ö. 292/904) ise bu hadisi, “Muvatta”daki lafıza eş değer bir şekilde Ömer Muhammed yoluyla Zeyd b. Eslem’den, o da Atâ’ ibn Yesâr’dan, o da merfu’ olarak Ebu Saîd el-Hudrî’ye dayandırmıştır.
Bu hadisin bir şahidi de, Ukaylî (ö. 322/934)’de merfu’ olarak Ebu Hureyre yolundan şu lafızla geçmektedir:
﴿ اَللَّهُمَّ لاَ تَجْعَلْ قَبْرِي وَثَناً لَعَنَ اللّهُ قَوْماً اِتَّخَذُوا قُبُورَ أَنْبِيَائِهِمْ مَسَاجِدَ ﴾
“Ey Allahım! Kabrimi, tapınılan bir put(hane) haline getirme. Allah, bir topluluğa lanet etsin; çünkü onlar, Peygamberlerinin mezarlarını mes-cid edindiler.”
Bu hadisi; Buhâri, Müslim ve Nesâî, Hz. Aişe’den şöyle rivayet etmiştir:
﴿ أَنَّ أُمَّ حَبِيبَةَ وَأُمَّ سَلَمَةَ ذَكَرَتَا كَنِيسَةً رَأَيْنَهَا بِالْحَبَشَةِ فِيهَا تَصَاوِيرُ فَذَكَرَتَا لِلنَّبِيِّ صَلَّى اللَّهم عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ إِنَّ أُولَئِكَ إِذَا كَانَ فِيهِمُ الرَّجُلُ الصَّالِحُ فَمَاتَ بَنَوْا عَلَى قَبْرِهِ مَسْجِدًا وَصَوَّرُوا فِيهِ تِلْكَ الصُّوَرَ فَأُولَئِكَ شِرَارُ الْخَلْقِ عِنْدَ اللَّهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ﴾
“Ümmü Habîbe ile Ümmü Seleme, (hicret sebebiyle gittikleri) Habeş ülkesinde, içinde çeşitli resimlerin bulunduğu (Mâriye denilen) bir kilise gördüklerini söylediler. Bunu, Peygamber (s.a.v)’e de anlattılar. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v):
‘İşte onlar, aralarında Salih bir kişi yaşayıp da öldüğünde kabrinin üzerine bir mescid yaparlar, içerisine de resimler çizerler. Kıyamet günün de Allah katında yaratıkların en kötüleri, işte onlardır”
(Derim ki:) Bu hadisteki tehdit; daha önceki hadiste geçenden daha kapsamlıdır. Yine buradaki yasaklama; (ötekinden) daha şiddetlidir.
Bu yasaklamanın yeri; kabirlerin şanını tazim için yada namaz kılarken kabirlere yönelmeyi hürmet için veya mescitlerde var olan kabirler hususunda caiz olmayan bir inanıştan korkma olduğu zaman söz konusudur.
Salih kimsenin (mezarının) civarında bir mescit edinen kimseye ve ona yakın olmak suretiyle –tazim yada yönelme için değil de- teberrük etmek isteyen kimseye gelince; bu kimse, söz konusu tehdidin içerisine girmez. Nitekim bunu, Beyzâvî (ö. 685/1286) ile daha bir çok alim söylemiştir.
* * *