Mütevâtir Hadisler-106
“Ölü, yaşayanların (geride kalan insanların) kendisine ağla-ması sebebiyle azabı artar”[52]
Suyûtî (ö.
1. Hz. Ömer
2. Abdullah ibn Ömer
3. Hafsa
4. Enes
5. İmrân b. Husayn
6. Ebu Musa el-Eş’arî
7. Hz. Ebu Bekr
8. Ebu Hureyre
9. Semure
Toplam,
(Derim ki:) Yine bu hadis, şu yoldan da gelmiştir:
Bu hadis, şu lafızla gelmiştir:
﴿ مَنْ نِيحَ عَلَيْهِ يُعَذَّبُ بِمَا نِيحَ عَلَيْهِ ﴾
“Kim ölüye bağırıp çağırmak suretiyle ağlarsa, ölü, kendisine bağı-rılıp çağırılması sebebiyle azab görür”
Bu hadis; Buhârî (ö.
Bu konuda şu yoldan da hadis gelmiştir:
Bu konuda daha geniş bilgi için İbnü’l-Hindî (ö.
Yine bu konu ile ilgili Suyûtî (ö.
* * *
[52] Ölüm, insan için büyük bir olaydır. Bu olay sebebiyle insanın ağlaması, hüzünlenmesi ve kederli bir hal alması normal bir davranıştır.
Hadisi şeriflerden çıkarılan fıkhî hüküm; ölüye sessiz ağlamanın caiz ve mübah olduğudur ki, bunda bütün müctehidler müttefiktirler. Yüksek sesle ve bağırıp çağırara ağlamak ise, Hanefi ve Malikilere göre haramdır. Şafii ve Hanbeliler, ölüye ağıt yakmaksızın ve bir şeyler sayıp dökmeksizin yüksek sesle ağlamayı mübah görmüşlerse de ölünün arkasından iyiliklerini sayıp dökerek bağırıp ağlamak, saçını-başını yolmak, elbiselerini yırtmak gibi hususlar haramdır.
Bütün müctehidler, aile fertlerinin ve hayattakilerin yasak olan şekilde ağlamaları sebebiyle ölüye azab edilmeyeceğini, ancak eskiden Araplarda olduğu gibi, ölü, böyle yapılmasını vasiyet etmişse o zaman geide kalanların ağlaması sebebiyle azab olunacağını belirtmişlerdir. Böylece ölü, kendi günahı sebebiyle azab görmüş olur. Çünkü böyle vasiyet etmek, haramdır.
Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, Cenaiz