Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

113﴿ عَذَاب الْقَبْرِ وَنَعِيمه 

“Kabir azabı ve nimetleri”[76] ile ilgili hadisler

Kabir azabı ve nimetleri konusunda Sa’d et-Taftazânî (ö. 792/1389) ile bir çoklarının görüşü daha önce geçmişti.

el-Fâsî (ö. 1052/1642“Şerhu’t-Tesbît”de (konu ile ilgili olarak) aynen şöyle der: “Kabir fitnesi ve azabı, bir grup sahabeden rivayet edilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır:

1.     Enes b. Mâlik

Bu hadis, Enes’ten çeşitli yollardan rivayet edilmiştir.

2.   Ebu Hureyre  

Bu hadis, Ebu Hureyre’den çeşitli yollardan rivayet edilmiştir.

3.   Abdullah ibn Amr ibnu’l-Âs

4.   Esmâ’ bint. Ebi Bekr

Bu hadis, Esmâ’ bint. Ebi Bekr’den çeşitli yollardan rivayet edilmiştir.

5.   Hz. Aişe

Bu hadis, Hz. Aişe’den çeşitli yollardan rivayet edilmiştir.

6.   Berâ’ b. Âzib

Bu hadis, Berâ’dan çeşitli yollardan rivayet edilmiştir.

7.Hz. Ömer

1.     Abdullah ibn Mes’ud

2.     Zeyd b. Erkam

3.        Meymûne bint. Sa’d

4.        Hz. Peygamber (s.a.v)’in hanımı Meymûne

5.        Zeyd b. Sâbit

6.        Ebu Eyyûb el-Ensârî

7.        Abdullah ibn Abbâs

8.        Ebu Saîd el-Hudrî

 Bu hadis, Ebu Saîd’den çeşitli yollardan rivayet edilmiştir.

9.        Abdurrahman b. Semure

10.     Ebu Katâde el- Ensârî

11.     Abdullah ibn Ömer

12.     Sa’d

13.     Ebu Bekre

14.     Hz. Ali

15.     İbn Ebi Eyyûb

16.     Ümmü Hâlid

17.     Câbir b. Abdullah

18.     Ümmü Mübeşşir

19.     Abdurrahman b. Hasene” (el-Fâsî’nin sözü burada bitmektedir.)

(Aynî) ”Umdetu’l-Kârî”nin “Bâbu men kâle fi’l-hutbeti ba’de’s-senâ emmâ  ba’d” (=Hutbede Hz. Peygamber (s.a.v)’e övgüde bulunduktan sonra “emmâ  ba’d = Bundan sonra” ifadesini söyleyen kimse hakkındaki bâb) da derki:

“Anlatıldığına göre; kabir azabı, bir grup sahabeden rivayet edilmiştir.”

Daha sonra Aynî, bu sahabilerin isimlerini saymış ve daha sonra da (yukarıdakilere ek olarak) bulardan birisini de şöyle saymıştır:

20.     Esmâ’ bint. Yezîd

 Aynî, bir başka yerde ise bu sahabilerin bazılarının  isimlerini şöyle saymıştır:

21.     Ubâde b. es-Sâmit

22.     Ebu Musa el-Eş’arî

23.     Ebu Ümâme

24.     Ebu Râfi’

25.     Hz. Osmân

Übbî (ö. 827/1424) ise “Şerhu Müslim”de, ‘Kabir üzerine yaş dal dikilmesi ile ilgili hadislere dair yerde aynen şöyle der:

“Bu tutum, kabir azabından (Allah’a) sığınma ile ilgili bir meseledir.

(Derim ki:) Bu, mütevatirdir. Ehli Sünnet de, bu meselede icma’ etmiştir.”

Lakkânî (ö. 1041/1631“Şerhu Cevhere”de kabir azabı ve nimetleri ile ilgili söylenenleri aynen şöyle anlatmaktadır:

“Kabir azabının ve  nimetlerinin olacağına delil, Yüce Allah’ın ﴿ اَلنَّارُ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا غُدُوًّا وَعَشِيًّا ﴾ “Onlar, sabah-akşam Cehennem ateşine sokulurlar” (Mümin: 40/46) ayetidir. Bu konudaki hadislere gelince, bu hadislerin tamamı, mütevatir derecesine ulaşmıştır.”

(Kastallânî ise) “İrşâdu’s-Sârî”de, “Musîh” adlı kitabın yazarından nak-len derki:

“Kabir azabı konusunda hadisler öyle çok ki, bir çok kimse, bu hadislerin, mütevatir olduğunu söylemiştir. Fakat bu hadisler(in hangileri olduğu meselesin)de anlaşmaya varmak, doğru değildir. Bu hadislerin bir benzeri bile sahih olmazsa, dine ait bir şey dahi sahih olmaz.”

* * *

[76]     Kabir azabından ve nimetinden kasıt; ölümden sonra başlayıp kıyamete kadar sürecek olan dönemdeki azab ve nimettir.

        Aslında berzah hayatındaki azap, nimet ve sorgulamanın kabre izafe edilerek “kabir sorgulaması, azabı ve nimeti” denilmesi; tağlib yoluyla, yani ölenlerin çoğunun kabre konulması sebebiyledir. Yoksa bunların illa da kabirde olacakları anlamında değildir. Öyle olsaydı, çeşitli sebeplerle kabre konmayanların kabirdeki azabtan kurtulmaları gerekirdi.

        Kabir azabının olacağını kabul edenler, sorgulama ve nimeti de kabul edip bu konuda şu ayetleri delil getirmişlerdir: Tevbe: 9/101, İbrahim: 14/27, Meryem: 19/15, Taha: 20/124, Secde: 32/21, Mümin: 40/1146, Tur: 52/47, Nuh: 71/25, Tekasür: 102/1-4. Bu ayetlerden bazıları, kabir azabına açıkça delalet etmekte, bazıları ise sadece işaret etmektedir.

        Kabir azabı, geçici ve devamlı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

        Kabir nimetinin varlığı ise, ayetler ve mana yönünden tevatür derecesine ulaşan hadislerle sabittir. Nimeti hak etmiş olanlar, normal yollarla kabre konulmamış olsalar bile, öldükten sonra mutlaka bu nimeti idrak edeceklerdir.

        Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, Cenaiz 3245668485868788, Sehv 64, Rikak 42; Müslim, Mesacid 35, Cenaiz 4912 (924), 2661 (950), 72 (957), Cennet 65 (2866), 67 (2867), 68 (2868), 69 (2869), 76 (2873); Tirmizî, Cenaiz 247071, Zühd 5 (2309); Ebu Dâvud, Taharet 11, Cenaiz 73 (3221), Cihad 27 Sünnet (47514750); Nesâî, Taharet 25, Cenaiz 10122021234448496978110114115116117; İbn Mâce, Taharet 26 (346), Salat 6, İkame 26, Cenaiz 53 (1589), 54 (1594); Dârimî, Rikak 94; Müsned: 2/1724413/3-4382592963534/287-2882956/364; Hâkim, Müstedrek, 1/35; Taberânî, el-Kebir, el-Evsat; İbn Mende, Kitabu’t-Taharet; Bezzâr; Ebu Musa el-Medini, et-Terğib ve’t-Terhib 


01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

 112﴿ عَوْد الرُّوحِ لِلْبَدَنِ وَقْت السُّؤَالِ 

“(Kabirde ölüyü) sorguya çekme sırasında ruhun bedene geri dönmesi”[73] ile ilgili hadisler

Suyûtî (ö. 911/1505)’nin “Şerhu’s-Sudûr” da, İbn Teymiyye (ö. 728/1327)’nin konu ile ilgili olarak şöyle söylediğini nakletmiştir:

“(Kabirde ölüye) soru sorulması sırasında ruhun bedene geri dönmesi ile ilgili hadisler, mütevatirdir.”

(Suyûtî sözüne devamla) derki: “Ruh olmaksızın sadece bedene soru sorulması,[74] içlerinde İbnü’z-Za’ferânî’nin de bulunduğu bir topluluğun görüşüdür. İbn Cerîr et-Taberî’den nakledildiğine göre; Cumhur, bu görüşü kabul etmemiştir.”[75]

* * *

[73]     Burada karşımıza birkaç görüş ortaya çıkmaktadır: Ehl-i Sünnet alimlerinin çoğunun görüşüne göre; ölü, kabirde meleklerin soracağı suali anlayacak ve cevap vermeye güç yetirecek ve yine kabirdeki azabın acısını, nimetin de zevkini duyacak kadar bir hayat ile diriltilir.

        Kur’an-ı Kerim’de “Muhakkak Allah kabirlerde olan kimseleri diriltecektir” (Hac: 22/7) buyurulmuştur ki, kabirdekileri kıyamet günü diriltmeye kadir olan Allah, pekala onları sual, ceza ve nimet için de, bunları hissedecek derecede bir hayatla diriltmeye de kadirdir.

        Kabirde ölünün diriltileceğini söyleyenler de, ruhun tekrar bedene iadesi hususunda ihtilaf etmişlerdir.

        Bazıları, ruh tamamen cesede iade edilir ve öylece diriltilir derken; bazı alimler de bunun tam bir hayat olmadığı için ruhun; yemeyi, içmeyi ve ihtiyari fiilleri gerektirecek şekilde tamamen değil de, kabir hallerini idrak edecek ve yaşayacak derecede iade edileceğini söylemişlerdir.

        Alimlerin bir kısmı da; kabirde sual, nimet ve azabın olacağına inanmayı gerekli ve yeterl görerek keyfiyetini, her şeyi en iyi şekilde bilen Allah’a havale etmenin ve bu hususta görüş belirtmemenin daha isabetli olacağı fikrini savunmuşlardır.

        Kısacası: İster ruhun dönüşüyle, isterse ruhun taallukuyla olsun, kabirde ölüye o halleri  idrak edecek derecede duyuları ve bir çeşit hayat verilir. Ehl-i Sünnet, böyle bir hayatın ölüde meydana getireleceği hususunda ittifak etmişlerdir. Hadislerde bildirilen durumlar, bedeni de hatırlattığı için bu hayatın, hem ruhi ve hem de bedeni olduğu görüşü, daha isabetli olsa gerek.   

[74]     Bir görüşe göre; kabir hayatı, sadece ruhi olacaktır. Ruhlar, kabirde değilde ikinci sura üfürüldükten sonra mahşerde toplanmak için tekrar cesetlere girecektir. İbn Hazm, İbn Hubeyre ve bazı alimler, bu görüşü savunmuşlardır.

        Bir başka görüşe göre ise; ruh cesede girmeksizin sual sadece cesede olacaktır ve ruhsuz olan cesette Allah, suallere cevap verme kudretini yaratacaktır.

        Diğer bir görüşe göre ise; ruhlar, ne kabirde ve ne de kıyamette bedenlere dönecektir. Çünkü ölümden sonraki hayat, sadece ruhidir. Ahiretteki ikinci hayat, cisimle olmayacaktır. Bu görüşü ise, Müslüman Filozoflar savunmuştur.

[75]     Suyûtî, Şerhu’s-Sudûr, s. 55


01 - 02 - 03 - 04 - 05 - 06 - 07 - 08 - 09 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 - 17 - 18 - 19 - 20 - 21 - 22 - 23 - 24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33 - 34 - 35 - 36 - 37 - 38 - 39 - 40 - 41 - 42 - 43 - 44 - 45 - 46 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 53 - 54 - 55 - 56 - 57 - 58 - 59 - 60 - 61 - 62 - 63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72 - 73 - 74 - 75 - 76 - 77 - 78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87 - 88 - 89 - 90 - 91 - 92 - 93 - 94 - 95 - 96 - 97 - 98 - 99 - 100 - 101 - 102 - 103 - 104 - 105 - 106 - 107 - 108 - 109 - 110 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 119 - 120 - 121 - 122 - 123 - 124 - 125 - 126 - 127 - 128 - 129 - 130 - 131 - 132 - 133 - 134 - 135 - 136 - 137 - 138 - 139 - 140 - 141 - 142 - 143 - 144 - 145 - 146 - 147 - 148 - 149 - 150 - 151 - 152 - 153 - 154 - 155 - 156 - 157 - 158 - 159 - 160 - 161 - 162 - 163 - 164 - 165 - 166 - 167 - 168 - 169 - 170 - 171 - 172 - 173 - 174 - 175 - 176 - 177 - 178 - 179 - 180 - 181 - 182 - 183 - 184 - 185 - 186 - 187 - 188 - 189 - 190 - 191 - 192 - 193 - 194 - 195 - 196 - 197 - 198 - 199 - 200 - 201 - 202 - 203 - 204 - 205 - 206 - 207 - 208 - 209 - 210 - 211 - 212 - 213 - 214 - 215 - 216 - 217 - 218 - 219 - 220 - 221 - 222 - 223 - 224 - 225 - 226 - 227 - 228 - 229 - 230 - 231 - 232 - 233 - 234 - 235 - 236 - 237 - 238 - 239 - 240 - 241 - 242 - 243 - 244 - 245 - 246 - 247 - 248 - 249 - 250 - 251 - 252 - 253 - 254 - 255 - 256 - 257 - 258 - 259 - 260 - 261 - 262 - 263 - 264 - 265 - 266 - 267 - 268 - 269 - 270 - 271 - 272 - 273 - 274 - 275 - 276 - 277 - 278 - 279 - 280 - 281 - 282 - 283 - 284 - 285 - 286 - 287 - 288 - 289 - 290 - 291 - 292 - 293 - 294 - 295 - 296 - 297 - 298 - 299 - 300 - 301 - 302 - 303 - 304 - 305 - 306 - 307 - 308 - 309 - 310 - 311
H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget