Mütevâtir Hadisler-195
“Allah’ın yarattığı ilk şey”[1] hakkında gelen hadisler
Emîr, Lakkânî (ö.
(Derim ki:) Bazı hadislerde, Allah’ın yarattığı ilk şey;
1. Muhammedî Nûr’dur.[3]
Bazı hadislerde ise;
Bazı hadislerde ise;
Allah’ın yarattığı ilk şeyin;
Bir çok hadiste ise Allah’ın yarattığı ilk şey ise;
Çeşitli senedlerle şu da gelmiştir:
Allah, bundan önce hiçbir şey yaratmamıştır.
Bazı haberlerde ise, yaratılanların ilki;
Bazı haberlerde ise;
Fakat hadis imamlarının, Akıl Hadisi[10] hakkında bazı sözleri vardır. Bazıları, akıl ile ilgili hadisin uydurma olduğunu, bazıları ise sadece zayıf[11] olduğunu söylemişlerdir.
Bu konuda gelen bu çelişik rivayetlere şöyle cevap verilmiştir: Muhammedî Nûr’un ilk olarak, yaratılması doğrudur. Diğer bir çoğunun ilk olarak yaratılması ise, nisbî izafî’dir. Bunların her biri, kendi cinsinden önce; akıl, latif cisimlerden önce yaratılmıştır. Kamış (=saz) ise, bitkilerden yaratılan ilk şeydir.
Yine de doğruyu en iyi bilen Allah’tır.
* * *
[1] Allah’ın yarattığı ilk şeyin ne olduğu meselesi, bu konuda gelen rivayetlerin farklı olmasından ötürü çeşitli görüşlerin ortaya atılamsına neden olmuştur.
[2] İbrahim el-Lakkânî, “Cevheretü’t-Tevhid” üzerine kendi yaptığı çalışmalardan sonra yapılan ilk çalışma, oğlu Abdüsselam’a aittir. Abdüsselam, önce babasının “Umdetu’l-Mürîd”e yaptığı bazı talikleri yeniden tertip ederek “İrşâdu’l-Mürîd” adlı şerhi hazırlamış, sonra da bunu genişleterek “İthâfu’l-Mürîd” adını verdiği yeni bir şerh meydana getirmiştir.
Şeyh Muhammed el-Emîr ise, “İthâfu’l-Mürîd”e, “Haşiye alâ İthâfi’l-Mürîd” (Bulak
[3] Bu rivayet için b.k.z: Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, H. No:
Muhammedî Nûr, Hakikat-i Muhammediye olarak da bilinir. Bu kavramı, genellikle tasavvufçular kullanır.
Hakikat-i Muhammediye inancına göre; Hz. Muhammed (s.a.v), taayyunların ilkidir ve Hz. İsa’nın üstünde baba Allah’tan başka bir şey bulunmadığı gibi, Muhammed’in üstünde de zatı ebediyetten başka bir şey yoktur. Kısacası,; Allah, her şeyi, Muhammed’in nurundan ve isminden yaratmıştır.
Muhammedî Nûr inancı, tasavvufa, Şia’dan ve Hıristiyan kültüründen girmiştir. Bu inanç, hurafe ve saçmalıktan başka bir şey değildir.
Felsefeciler göre ise; Muhammedî Nûr, başlangıçtan kıyamete kadar olacak şeylerin projesini yazan ilk unsur yada ilk akıl (=aklı evvel)dır.
[4] Buhârî, Bed’ü’l-Halk
Kur’an’da ve hadislerde “arş” ile ilgili çeşitli tasvirler ve ifadeler yer almaktadır. Arş ile ilgili bu tür bilgiler, İslam mezhepleri ve alimleri arasında arş ile ilgili çeşitli görüşlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla da sahabe ve tabiundan beri inanılagelen şekliyle arşın mevcudiyetini kabul etmek gerekmektedir.
[5] B.k.z: Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, H. No:
[6] Ebu Dâvud, Sünnet
Allah’ın, kalemler içinde yemin ettiği kalem (Kalem:
[7] “Levh-i Mahfuz”, Arapça’da, korunmuş levha demektir. Bu kelime, Kur’an’da yalnız bir ayette geçer. Bu ayette, Kur’an’ın, “Levh-i Mahfuz’da bulunduğu bildirilir (Buruc:
[8] Tirmizî, Cennet
[9] Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, H. No:
[10] İbn Kayyim “Menâr”da ve onun takipçisi olan Elbânî’de “Silsiletü’s-Sahîh”te der ki: "Akıl hakkında gelen hadislerin hiçbirisi sahih değildir." (Arap yayıncısı)
[11] Bu, yazarın, sufilere katılarak söylediği bir sözdür. Çünkü Ehl-i Sünnete göre; akıl ile ilgili hadisler sahih olmayıp kalem ile ilgili hadisler sahihtir. (Arap yayıncısı)