Mütevâtir Hadisler-6
﴾
“İlim öğrenmek, (kadın-erkek) her Müslümana farzdır”[108]
Sehâvî (ö.
Suyûtî (ö.
Suyûtî (ö.
1. Enes[109]
2. Câbir
3. Abdullah ibn Ömer
4. Abdullah ibn Mes’ud[110]
5. Abdullah ibn Abbâs[111]
6. Hz. Ali
7. Ebu Saîd el-Hudrî[112]
Bu hadisin geliş yolların hepsinde çeşitli sözler söylenmiştir. Bu geliş yollarının en güzeli; Katâde ile Sâbit’in, Enes’den rivayet ettiği yol ve Mücâhid’in, Abdullah ibn Ömer’den rivayet ettiği yoldur.
İbn Mâce’de, bu hadisi, Kesîr b. Şinzîr’den, o da Muhammed b. Sirîn’den, o da Enes’den rivayet etmiştir.
Hadisin ravisi, Kesîr hakkında görüş ayrılığı vardır. Fakat hadis, hasen’dir.
İbn Abdilberr’de bu konu ile ilgili olarak şöyle der: “Bu hadis, çeşitli yollardan rivayet edilmiştir. Fakat bunların hepsi de, illetlidir.
Ayrıca İshâk b. Râhaveyh’den rivayet edildiğine göre; bu hadisin senedi hakkında çeşitli sözler söylenmiştir. Fakat hadis, anlam bakımından sahih’tir.”
Bezzâr’da “Müsned”de dedi ki: “Bu hadis, zayıf senedlerle, hz. Ali ile Enes yolundan rivayet edilmiştir. Fakat bu senedlerin en güzeli; İbrahim b. Sellâm’ın, Hammâd b. Ebi Süleymân’dan, onun da İbrahim en-Nehaî’den, onun da Enes’ten rivayet ettiği yoldur.
İbn Sellâm dedi ki: Bu konuda sadece Ebu Asım’ın, Enes’ten rivayet ettiği yolu biliyoruz.”
İbnü’l-Cevzî’de “Minhâcu’l-kasideyn”de, bu hadisi, Ebu Bekr ibn Ebi Dâvud’dan, o da Ca’fer b. Musâfir’den, o da Yahyâ b. Hassân’dan, o da Süleyman ibn Kürm’den, o da Sâbit el-Bünânî’den, o da Enes’ten rivayet etmiştir.
İbn Ebi Dâvud der ki: “Babamın şöyle söylediğini işittim:﴿ طَلَبُ الْعِلْمِ فَرِيضَةٌ ﴾ "İlim öğrenmek, (kadın-erkek her Müslümana) farzdır" hadisi hakkında bu yoldan daha sahih olanı yoktur.”
Mizzî’de dedi ki: Bu hadis, hasen derecesine ulaşan bir yoldan rivayet edilmiştir.
Derim ki: Deylemî dedi ki: Bu hadis, şu yollardan da rivayet edilmiştir:
Bu hadislerin tahriclerini, "Ehâdisu'l-mütevatira" (adlı kitabımda) belirttim.” (Suyûtî’nin sözü burada bitmektedir.)
(Sehâvî’de) “Mekâsıdu’l-Hasene”de (bunlara) şunlardan gelenleri de ilave etmiştir:
18. Hüseyin b. Ali
19. Nübeyt b. Şerîd
Sehâvî (ö.
(Sehâvî devamla der ki:) Irâkî, “İhyâ”ya yaptığı büyük tahricde[113] bu hadislerin tahrici hususunda sözü uzatmıştır.
Bütün bunlara rağmen Beyhakî’de dedi ki: ‘Bu hadisin metni, meşhurdur. Fakat senedi, zayıftır.’
Bu hadislerin hepsi, zayıf yollardan rivayet edilmiştir.
İbnü’l-Cevzî’de “İlelü’l-Mütenâhiye”de İmam Ahmed’in şöyle söylediğini nakleder: ‘Bize göre, bu konuda herhangi bir şey sabit olmamıştır.’
Yine İshâk b. Râhaveyh’de dedi ki: ‘Bu hadis, sahih değildir. Fakat hadisin; abdest, namaz, zekat, hacc ve daha çok bir yerde geçmesi, anlam bakımından sahih (olduğunu göstermekte)dir.’
İbn Abdilberr’de bu konuda İshâk b. Râhaveyh’in güzel açıklama ve izah yapması sebebiyle onun bu görüşüne katılmıştır.
Hafız Ebu Ali en-Nîsâbûrî’de bu konu ile ilgili olarak şöyle dedi: ‘Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v)’den gelen (herhangi) bir sened sahih değildir.’
İbnu’s-Salâh’da, bu hadisi, ‘sahih hadis’e değil de, ‘meşhur hadis’e örnek getirmiştir.
Hâkim’de, bu görüşe katılmıştır.
Fakat Irâkî’de dedi ki: ‘“Tahrîcu’l-İhyâ”da belirttiğim üzere, bazı hadis imamları, bu hadisin bazı geliş yollarının, sahih olduğunu söylemişlerdir.’
Mizzî’de dedi ki: ‘Bu hadisin geliş yolları, hasen derecesine ulaşmıştır.’ “(Sehâvî’nin sözü burada bitmektedir.)
Hadis de kast edilen husus şu da olabilir: Daha öncede geçtiği üzere, bu hadis, Enes’ten normal bir şekilde
İbn Şâhîn (ö.
Sehâvî (ö.
İbnü’l-Kattân (ö.
Zehebî (ö.
Suyûtî (ö.
Bu meseleyi, Irâkî (ö.
(Suyûtî) “Ta’likatü’l-Mutîfe”de, bu hadisin geliş yolu ile ilgili olarak şunları söylemektedir: “Bizce, bu hadis, sahih derecesine ulaşmıştır; çünkü bu hadisin
(Suyûtî) “Tebyîdü’s-Sahîfe”de ise bu konuda şöyle der: “Bu hadisin metni, meşhurdur.”
Nevevî’de “Fetevâ”da dedi ki: “Bu hadis, anlam bakımından sahih olsa bile, zayıf bir hadistir.”
Hafız Cemaleddin el-Mizzî’de dedi ki: “Bu hadis, hasen derecesine ulaşan bir yoldan rivayet edilmiştir.”
(Derim ki:) Bizce, bu hadis, sahih derecesine ulaşmıştır; çünkü bu hadisin,
(Leknevî’de) “Za’ferü’l-Emânî”de bu hadis ile ilgili bazı şeyler söyledikten sonra şöyle der: “Kısacası: Bu hadisin senedleri, gerçekten çoktur. Öyle ki hafız Suyûtî, bu hadisi, ‘mütevatir hadisler’ içerisinde saymıştır.”
Belki de Suyûtî, bu hadisi, “Fevâidu’l-Mütekâsire”de anmıştır; çünkü bu hadisin, “Ezhâr”da geçtiğini görmedim. Yine de doğruyu en iyi bilen Allah’tır.
* * *
[108] Hz. Peygamber (s.a.v), kendi döneminde kadın, erkek ve çocuk demeden herkesin ilim öğrenmesini teşvik etmiştir. Hatta Hz. Peygamber (s.a.v), daha sağlığında yazı öğretim meselesinde özellikle de kadınlarla da ilgilenmişt. Örneğin, hanımı Hafsa, Şifa adlı bir kadından yazı yazmayı öğrenmişti.
İslam dininin aslının korunmasında hicri ikinci asırdan itibaren gelişmeye başlayan İslami ilim dalları, hep bu teşvik ve gayret sayesinde oluşmuştur.
[109] İbn Mâce, Mukaddime
[110] Taberânî, el-Kebir, el-Evsat
[111] Taberânî, el-Evsat
[112] Taberânî, el-Evsat
[113] Ebu’l-Fadl el-Irâkî, Gazâlî’nin “İhyâ” sında geçen hadisleri, iki ayrı tasnifte tahric etmiştir. Birisi büyük, diğeri ise küçüktür. Büyük olan tahricin adı, “İhbâru’l- ahyâ bi ahbâri’l- İhyâ” şeklindedir. Küçük olanın adı ise, “el-Muğnî an hamli’l-esfâr fi’l-esfâr fi tahrici mâ fi’l-İhyâ” biçimindedir. Bu büyük tahric ile küçüğü arasında orta boyda bir eseri daha mevcuttur. Bunun adı da, “el-Keşfu’l-mübîn an tahrici İhyâ-i ulûmiddîn” şeklindedir.
[114] “Sâlih” kelimesi, hadisçiler arasında, sahih ve hasen gibi, dini meselelerde delil olarak kullanılmaya elverişli hadisler için kullanılmış bir terimdir.